
Esas belirleyici faktör bebeğin sağlıklı doğumudur. Doğum şekline anne adayı ile birlikte doktor karar vermelidir Hiçbir detay gözden kaçırılmamalıdır. Çünkü yanlış bir kararın sonucu doğum şekli ve zamanı doğru belirlenememiş ise bunun bedeline yeni-doğacak bebek ve aile ödeyecek, tamiri mümkün olmayacak sonuçlar doğuracaktır. Gebelik takibinde birlikte olacağınız doktoru belirler iken doktorunuzun bilimselliğine, deneyimine, size verdiği güven duygusuna, kişisel iletişiminize, kolay ulaşabilme durumunuza, size detaylı zaman ayırabilmesine ve sizinle birlikte aynı mutluluk ve heyecanı yaşayabilme potansiyeline göre karar vermeniz en doğrusudur.
Anne adayının sosyal ekonomik ve psikolojik durumu doğum şeklinin seçiminde esastır. Anne adaylarının giderek artan oranda sezaryen tercih etmesindeki en önemli sebep, ne zaman başlayacağı ve nasıl gelişeceği tam olarak öngörülemeyen normal doğum sürecinin kendisinin ve ailesinin toleransının olmamasıdır. Genel olarak kendi isteği ile sezaryen doğumu tercih eden birçok anne adayı normal doğum ile ilgili ağrıları çektikten sonra olası bir aksilik halinde sezaryen olabilme ihtimalini göze alamamaktadır. Doğum sabır işidir. Normal doğum için hem annenin hem de doktorun yeterli sabır ve gayreti birlikte göstermeleri gerekmektedir.
Doğumun doğal şekilde zamanı ve süresi belli değildir. Bu öngörülemez süreç anne adayı ve ailesi için endişe kaynağı olabiliyor, oysaki soğukkanlı ve bilinçli şekilde durumu kabullenen ailelerde, bu süreç çok büyük oranda sorunsuz ilerler.
Diğer önemli faktör kadının sosyal ve ekonomik hayata aktif katılımı ve bu nedenle giderek azalan doğum sayısı, kariyer planlarının öne geçmesi ve bu arada yaş çok ilerlemeden aradan çıkarılması gereken çocuk sahibi olma arzusunun da ilk bakışta daha kolaymış gibi gözüken, bebek için doğum travmasının fiziksel ve mental komplikasyonların daha az olduğu ve anne sağlığının nispeten daha kontrol altına alınabildiği için sezaryen tercihi öne geçiyor.
Sezaryenin tercih edilmesi ve tartışılmaması gereken durumlar:
- Anne adayının önceki doğumunu sezeryanla olması ya da myom operasyonu gibi rahim cerrahisi geçirilmesi.
- Bebeğin rahim içindeki duruşundaki bozukluklar, doğum kanalına baş değil başka bir kısmın yerleşmesi ( makat, yan geliş vb ),bebeğin doğum kanalındaki duruşta yanlış açı ile yerleşmesi.
- Baş pelvis uygunsuzluğu ( çatı darlığı, veya bebeğin çatıya göre iri olması hali)
- Bebeğin doğum sürecinde kalp atışlarında düşmelerin olması
- Anne adayının çıkımda ıkınmasını engelleyecek hastalıklarının olması ( bazı kafaiçi-karın içi basıncın artmaması gereken tıbbi rahatsızlıklar, yüksek tansiyon, bel fıtığı, kalça çıkığı gibi ve bazı ortopedik problemler)
- Çoğul gebeliklerde(genellikle, ancak her iki bebek de baş geliş ise normal doğum düşünülebilir ise de normal doğumda risk yüksektir)
- Plasentanın rahim ağzını tamamı ile veya kısmen örttüğü durumlarda (Plasenta previa)
- Bebekte büyüme geriliği olması, sıvısının az olması, bebeğe giden kan akımının az olması, bebeğin boynunda kordon olması.
- Annede rahim ağzı, vajina, dış bölge genital organlarda yerleşen ve normal doğumda bebeğe bulaşarak ciddi sorunlar yaratabilecek virus hastalıkları (HPV=Human papilloma virus, HSV=Herpes simpleks virus gibi)
- Çok önemli bir nokta da deneyimli bir doktorun önsezileridir !!!
Anne adayı önceden tespiti olan bir sorundan dolayı sezaryen olacaksa bunun için 38-39 haftalar idealdir. Sezaryen ameliyatı genel ya da epidural anestezi ile yapılabilir. Operasyona katılacak anestezi doktorunun da doğum anestezisinde deneyimli olması gereklidir ve operasyondan önce çiftlere bilgi vermesi, muayene etmesi gereklidir. Çünkü doğum özel bir operasyondur normal cerrahi bir işlem değildir. Anne ve bebeğin sağlığı esastır ve sorumluluk da kat ve kat fazladır.
Sezaryen süresi 30-35 dakika kadardır fakat hastaya bağlı birçok faktör ile bu süre uzayabilir. Sürenin uzaması durumun olumsuzluğunu göstermez, cerrahi bir işlemin hastanın dokusuna da saygı duyularak intizamlı yapılması esastır. Bu prensipte güzel yapılan bir cerrahi hastanın daha sonraki gebeliklerinin kolay olabilmesini ve sonraki genel durumunun iyiliğini belirler. Ameliyat bittikten sona hasta kendine gelene dek ameliyathanede istirahat ettikten sonra odasına alınır. Anne odasına alındıktan 10-15 dakika sonra bebeği yanına getirilir.
Anneyi normal doğumdan uzaklaştıran en önemli sebeplerden biri; normal doğuma bağlı genital destek dokuların gevşemesi sonrası oluşan rahim sarkması, idrar ve gaz kaçırma olasılığıdır. Ayrıca buna cinsel performanstaki kayıplarda eklenebilir. Bu problemler normal doğum yapan hastaların % 40-45inde meydana gelmekte ve bu hastaların da yaklaşık %11inde bu durumdan dolayı operasyon geçirmek zorunda kalmaktadır. Bu genital sarkmalara bağlı hastalıkların gelişmesini; doğumun dinamik bir süreç olmasından dolayı bebeğin boyutu, çatıların darlığı gibi varsayımlarla önceden belirlemek de genellikle mümkün olmaktadır. Bebek açısından ise; normal doğumda risk olasılığı (bebeğin kaybedilmesi, oksijensizliğe bağlı beyin hasarı, serebral palsi denilen beyin hasarına bağlı fonksiyon bozukluğu vb) 500 doğumda 1 iken, sezaryen sırasında bu oran 4000 doğumda 1e düşmektedir. Bebekte oluşacak hasarın geriye dönüşü yoktur, yerine konulması mümkün değildir. Bu nedenle ciddiyetle karar verilmelidir.
UNUTMAYINIZ !
Doğum olayı dinamik bir süreçtir yani heran herşey değişebilir. Herşey iyi görünürken doğum stresi bebeğe zarar verici bir duruma gelebilir. Alınan tüm kararların da gerektiğinde gecikilmeden değiştirilmesi kaçınılmazdır.
Doğum şekli kararı verilirken annenin;
-Arkadaşım şu şekilde doğum yapmış (iyi yada kötü örnek ve deneyimler olabilir)
-Tanıdıklar bana şu doğumu önerdiler
-Gereklilik ve riskleri bilmeksizin “ben kesin şu şekilde doğum yapmak istiyorum”
Gibi bir yaklaşım içinde olmaması gereklidir.
Sonuç olarak bebeğim ve benim için en iyisi hangisi ise onu istiyorum şeklinde yaklaşılmalı ve doktorunuza güvenerek ve onu da çok fazla strese sokmadan birlikte iyi sonuca ulaşılması hedeflenmelidir. Sağlıklı bebek ve sağlıklı anne hedefimizdir.